KERATOKONUS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KERATOKONUS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2020 Cumartesi

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA (CROSS-LINKING) SONRASI BİZİ NELER BEKLİYOR?


Korneal çapraz bağlama, diğer adıyla cross-linking işlemi genel olarak iki şekilde yapılabiliyor: Epi-off (epitel kazınarak) ve epi-on (epitel kazınmadan). Etkinliği daha iyi olması nedeniyle de en sık epi-off tekniği tercih ediliyor. Peki, epi-off cross-linking sonrasında hastalarımızı neler bekliyor ve hastalarımıza neler öneriyoruz? Konunun daha kolay ve açık bir şekilde anlaşılabilmesi için, yazımı soru-cevap şeklinde tasarladım. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum. 

- -  İşlemden sonra gözlerimizde ne tür şikayetler olur ve ne kadar sürer?
- -  İşlem sonrasında hastalarımızda gözde ağrı, yanma, batma, sulanma, kızarıklık ve bulanık görme bekleriz. Bulanık görme dışındaki diğer şikayetlerin azalarak 3-4 gün içerisinde sona ermesini bekleriz. Bu şikâyetlerin beklenenden daha uzun sürmesi durumunda, şiddetlerinin giderek artması durumunda, kapaklarda aşırı bir şişlik ve kızarıklık durumunda ve korneada beyaz bir kesafet oluşması durumunda acilen doktora başvurulmalıdır. 

- -  Cross-linking sonrasında görmede bulanıklık şikâyeti ne kadar devam eder?
- -  Görmede bulanıklık genellikle ilk 1 ayda artış gösterebilir ve tam anlamıyla bulanıklığın geçmesi 1-3 ay bazen daha da uzun sürebilmektedir. 

- -  İşlem sonrası genelde hangi damlalar yazılır? Nasıl kullanmalıyım?
- -  İşlem sonrasında genellikle topikal antibiyotik, steroid ve göz yaşı preperatları yazılır. Bu damlalara steroid hariç hemen başlamak gerekir. Steroid içeren göz damlasının kontakt lens çıkartılıp epitelin kapandığından emin olduktan sonra başlanması gerekmektedir. Topikal steroid kullanım süresi 2-4 haftadır. Steroid kullanımı tamamen doktor kontrolünde olmalıdır. Gereksiz steroid kullanımı glokoma, katarakt oluşumuna ve fırsatçı enfeksiyonların (Uçuk virüsü ve mantar) oluşmasına neden olabilir.

- -  İşlem sonrası kullanmam gereken damlaları gece de damlatmalı mıyım? 
- -  Aksi söylenilmediği taktirde, hastaların gece uyanarak damla damlatmalarına gerek yoktur. 

- -  İşlem sonrası gözün enfeksiyon kapmaması için nelere dikkat etmeliyim? 
- -  Topikal antibiyotik damlanın düzgün aralıklarla damlatılması ve hijyen kurallarına uyulması gerekmektedir. Damlalar öncesinde el yıkama, gözü ovalamama ve göz damlalarının uçlarının temiz tutulması alınması gereken önlemlerdir.   

- -  Kornea epitel iyileşmesini hızlandırmak için neler yapılabilir?
- -  İşlem sonrasında daha nitelikli ve kaliteli suni gözyaşı preperatları (CoQ10 + çapraz bağlı hiyalüronik asit (HA) kombinasyonunu, HA+trehaloz kombinasyonu ya da sadece HA (%0.20) içeren suni gözyaşı) tercih edilmelidir. Biz kliniğimizde ayrıca hastanın kendi kanından hazırlanan PRP (Platelet Rich Plasma) damlasını da ilk 1 hafta kullanması için hastaya başlıyoruz. Epitel ne kadar çabuk iyileşirse, hasta açısından da o kadar güvenli bir işlem haline gelmekte ve komplikasyon riski azalmaktadır. 

- -  İşlem sonrasında göze takılan bandaj kontakt lens ne zaman çıkartılır? 
-    Bu kontakt lens 3-4 gün gözde kalmalı ve epitel kapandıktan sonra çıkartılmalıdır. 

- -  Gözümde lens varken duş yapabilir miyim?
- -  Bilindiği üzere, kontakt lens gözde iken hele de kornea yaralı iken duş yapmak yapmak tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. 

- -  İşlem öncesinde kullanılan gözlükler işlem sonrasında da kullanılabilir mi?
- -  İşlem öncesinde verilmiş olan gözlükler işlem sonrasında da kullanılmaya devam edilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, cross-linking işlemi sonrasında kornea yapısında 1-2 yıl sürebilen değişimler olabilmektedir; bu da gözlük numarasını değiştirecektir. Klinik olarak stabilizasyon olmadan yeni gözlük reçetesi yazmak için acele edilmemelidir. 

- -  İşlem öncesinde kullanılan kontakt lensler işlem sonrasında da kullanılabilir mi?
- -  İşlem öncesinde kullanılan kontakt lensler de işlem sonrası epitel kapandıktan sonra, doktor onayıyla yeniden kullanılabilir. Yukarıda izah edildiği üzere, yeni kontakt lens denemelerinin yapılabilmesi için de korneada stabilizasyonun sağlanması gerekmektedir. Bunun için de en az 3-6 ay beklenmesi gerekmektedir. Bu sürelerin kişiden kişiye değişebileceği de akılda tutulmalıdır.

- -  İşlem sonrasında göziçi mercek (FAKİK İOL) implantasyonu yaptırılabilir mi?
- -  İşlem sonrasında FAKİK İOL implantasyonu yapılabilmesi için bazı şartların yerine getirilmiş olması gerekir. Öncelikle korneanın stabil olduğundan emin olunması gereklidir. Ortalama 1 yıldır göz numaralarının ve kornea topografi değerlerinin stabil olması gereklidir. İkincisi, hastamızın gözlük takıldığında görme düzeyinin tatminkâr düzeylere çıkıyor olması gerekir. Çünkü, gözlükle görme düzeyi artmayan ya da çok az artan hastalar bu ameliyattan çok istifade edemezler. Üçüncüsü, ön kamara derinliği değerinin en az 3 mm olması gereklidir. 

-  -  Crosslinking işlemi yapıldıktan sonra Excimer laser yaptırarak göz numaramı sıfırlayabilir miyiz ya da numaramı azaltabilir miyiz?
- -  Crosslinking yapıldıktan sonra eğer stabilizasyondan (en az 1 yıl) eminsek ve kornea yeterince kalınsa, PRK ya da “No Touch Lazer” ile çok kısıtlı bir topografik düzeltme yapılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, burada amaç hastayı gözlüklerinden kurtarmak değildir. Topografik bir düzeltme yaparak hastaların gözlüksüz görme düzeylerini biraz olsun arttırmaktır. Numaranın düşürtülmesine yönelik yapılacak agresif düzeltmeler korneanın aşırı incelmesine ve keratokonus hastalığının daha da ilerlemesine yol açabilir. 

- -  Crosslinking işleminin olası komplikasyonları nelerdir?
  -  Genel olarak güvenli bir işlem olmasına karşın, işlem sonrası bazı komplikasyonlar görülebilir.
Bu komplikasyonlar:
-       İşlemin başarısız olması
-       Kornea enfeksiyonu
-       Korneada ödem
-       Korneada steril infiltratlar
-       Korneada skar
-       Korneada kalıcı lekelenme (haze)
-       Kornea epitel defektinin (yaranın) kapanmasında gecikme
-       Korneada aşırı düzleşme



  
-->

1 Ocak 2020 Çarşamba

BASINDA ÇIKAN KERATOKONUS HABERİMİZ



GÖZLERİNİZİ OVALAYARAK, KERATOKONUS HASTALIĞINA DAVETİYE ÇIKARABİLİRSİNİZ
TEDAVİ EDİLMEYEN KERATOKONUS, KORNEA NAKLİ GEREKTİREBİLİR
KERATOKONUSUN İLERLEMESİ “KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA” TEDAVİSİ İLE DURDURULABİLİR

Toplumda çok yaygın olarak görülen ve görmeyi tehdit edebilen önemli bir kornea hastalığı olan keratokonusun erken teşhisi büyük önem taşıyor. Özellikle 10-20 yaş aralığında hızlı bir şeklide ilerleyen keratakonus için aile öyküsü ve göz ovalama hareketi, en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Tedavi olunmadığı takdirde kornea nakline sebep olabilen keratokonus hastalığının ilerlemesinin önüne, Korneal Çapraz Bağlama (Corneal Cross-linking) yöntemiyle geçilebiliyor.

10-20’Lİ YAŞLARDA BAŞLAYIP HIZLI İLERLİYOR
Göz küresinin en öndeki saydam tabakası olan ve etraftaki cisimleri görmemizi sağlayan korneanın, öne doğru bombeliğinin artması (sivrileşmesi) aynı zamanda incelmesi ile karakterize olan hastalığa “Keratokonus” deniliyor.  Keratokonusun görülme sıklığının tüm dünyada değişkenlik gösterdiğini belirten Memorial Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Koray Gümüş, bu hastalığın genellikle 10’lu ve 20’li yaşlarda başladığını ve ilerleme gösterdiğini söylüyor.  

GÖZ OVALAMAK KERATOKONUSU TETİKLEYEBİLİR
Keratokonus hastalığının nedenlerinin tam olarak ortaya konulamadığını ifade eden Prof. Dr. Gümüş, “Yapılan bazı bilimsel çalışmalar genetik geçişi destekliyor. Yani ailesinde keratokonus bulunun kişiler en riskli sınıfta yer alıyor.  Bununla birlikte birçok keratokonus hastasında tespit edilen alerjik konjonktivit rahatsızlığı ve buna bağlı gözün sürekli ovalanması da önemli risk faktörleri arasında bulunuyor. Yapılan çalışmalar gözü mekanik olarak ovalamanın kornea yapısını kalıcı ya da geçici olarak değiştirebileceğini gösteriyor. Göz ovalama hareketi hastalığa tetikleyici ya da ilerletici etki yapabiliyor.  Ayrıca Down Sendromu, Marfan Sendromu, Osteogenezis Imperfekta gibi bazı sistemik ve genetik hastalıklara sahip olunması da risk faktörleri arasında yer alıyor."

GÖRME SEVİYESİ VE KALİTESİNDE CİDDİ DÜŞÜŞ YAŞANIR
Prof. Dr. Koray Gümüş, keratokonus hastalığının belirtileri arasında, kornea şeklinin ve kırıcılığının değişmesine paralel olarak, hastalarda miyop ve düzensiz astigmatizmanın artması ile buna bağlı görme seviyesinin ve kalitesinin giderek bozulmasının yer aldığını kaydediyor ve ekliyor: “İleri evrelerde görme düzeyi ve kalitesi oldukça düşerken, bu durum hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Çok daha ileri ve kontrol altına alınamayan olgularda ise, korneada ‘hidrops’ ve buna bağlı korneal skar gelişebiliyor.”

MUTLAKA KORNEA TOPOGRAFİSİ (HARİTASI) ÇEKİLMELİ
Keratokonus tanısı koyarken 10-20 yaş aralığında, gözlük numarası sürekli yükselen, sık sık gözlük değiştiren ve alerjik konjonktivit hikâyesi olan hastalarda keratokonustan şüphe duyulması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Gümüş, bu tip olgularda, kesin tanı koyabilmek için de mutlaka kornea topografisi (kornea haritası) çekilmesi gerektiğini söylüyor.

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA TEDAVİSİ İLERLEMEYİ DURDURUYOR
Keratokonus hastalığının tedavisi üç ana başlık altında toplanıyor. İlk basamakta mevcut risk faktörlerinin en aza indirgenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve hastalara eğitim verilmesi gerekiyor. Tedavinin ikinci başlığını ise önlem alınmasına rağmen keratokonusu ilerleme gösteren, görme düzeyi giderek bozulan ve korneası incelen hastalarda uygulanan “Korneal Çapraz Bağlama” işleminin oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Koray Gümüş, bu yöntemin hastalığın ilerlemesini durduran en etkili yöntem olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Gümüş, şöyle devam ediyor: Tedavinin üçüncü basamağında ise hastalığa bağlı oluşan görme bozukluğunun düzeltilmesi yer alıyor. Erken evre keratokonus hastalarına sadece gözlük ya da yumuşak kontakt lensler yeterli gelirken, daha ileri olgularda sert gaz geçirgen, yumuşak keratokonus, hibrid ve skleral lensler gibi daha özellikli kontakt lensler kullanılıyor. Bununla birlikte kontakt lensleri kullanamayan ve kornea kalınlığı belirli bir düzeyin altına inmemiş hastalarda ise kornea içerisine yerleştirilen halka (intrastromal ring) tedavisi hastalarda görme düzeyini artırabiliyor.”

SON ÇARE KORNEA NAKLİ
Son yıllarda göz içine, doğal lensin ya da iris önüne yerleştirilebilen kişiye özel lenslerin de görme düzeyinin artırılmasında yüksek başarı sağladığının altını çizen Prof. Dr. Gümüş, tüm bu tedavilerle görme düzeyi artırılamayan ileri evre keratokonus hastalarında son çare olarak kornea nakli yapıldığını sözlerine ekliyor.


21 Ocak 2015 Çarşamba

TEŞEKKÜR

Bugün itibariyle, kliniğimizde 700. korneal çapraz bağlama (crosslinking) tedavisini gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Türkiye'de bu işlemi ilk kez gerçekleştiren merkezlerden birisi olan kliniğimiz; sunduğu hizmet kalitesi, yenilikler ve tedavideki başarı oranlarıyla Türkiye'nin sayılı keratokonus merkezlerinden birisi haline gelmiştir. 2008 yılından bu yana bizlere güvenen ve tedavi için bizi seçen tüm hastalarımıza sonsuz teşekkürler.

Doç. Dr. Koray Gümüş

3 Mart 2012 Cumartesi

KERATOKONUS HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ

Sevgili okurlarım,
Bugün sizler için hazırladığım bu yazıda, sizleri keratokonus hakkında bilgilendirmeye ve kafanızdaki soru işaretlerini aydınlatmaya çalışacağım. En etkili biçimde bunu sağlayabilmek için de, bu bilgilendirmeyi  düz yazı yerine soru-cevap formatında yazmayı uygun gördüm. Böylelikle konunun siz değerli okurlarım tarafından daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Çünkü, burada sizinle paylaşacağım sorular, klinikte yıllardır hastalarımızın bizlere yönelttiği soruları da kapsamaktadır.
Buradaki bilgilendirmeye rağmen kafanıza takılan sorularınız olursa, gerek mail adresimden (drkorayg@hotmail.com) gerekse bu yazının altındaki ‘yorum ekle’ bölümünden sorularınızı ve yorumlarınızı tarafıma iletebilirsiniz. 
Herkese keyif dolu ve sağlıklı bir gün diliyorum...

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA (CROSS-LINKING) SONRASI BİZİ NELER BEKLİYOR?

Korneal çapraz bağlama, diğer adıyla cross-linking işlemi genel olarak iki şekilde yapılabiliyor: Epi-off (epitel kazınarak) ve epi-on...