1 Ocak 2020 Çarşamba

BASINDA ÇIKAN KERATOKONUS HABERİMİZ



GÖZLERİNİZİ OVALAYARAK, KERATOKONUS HASTALIĞINA DAVETİYE ÇIKARABİLİRSİNİZ
TEDAVİ EDİLMEYEN KERATOKONUS, KORNEA NAKLİ GEREKTİREBİLİR
KERATOKONUSUN İLERLEMESİ “KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA” TEDAVİSİ İLE DURDURULABİLİR

Toplumda çok yaygın olarak görülen ve görmeyi tehdit edebilen önemli bir kornea hastalığı olan keratokonusun erken teşhisi büyük önem taşıyor. Özellikle 10-20 yaş aralığında hızlı bir şeklide ilerleyen keratakonus için aile öyküsü ve göz ovalama hareketi, en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Tedavi olunmadığı takdirde kornea nakline sebep olabilen keratokonus hastalığının ilerlemesinin önüne, Korneal Çapraz Bağlama (Corneal Cross-linking) yöntemiyle geçilebiliyor.

10-20’Lİ YAŞLARDA BAŞLAYIP HIZLI İLERLİYOR
Göz küresinin en öndeki saydam tabakası olan ve etraftaki cisimleri görmemizi sağlayan korneanın, öne doğru bombeliğinin artması (sivrileşmesi) aynı zamanda incelmesi ile karakterize olan hastalığa “Keratokonus” deniliyor.  Keratokonusun görülme sıklığının tüm dünyada değişkenlik gösterdiğini belirten Memorial Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Koray Gümüş, bu hastalığın genellikle 10’lu ve 20’li yaşlarda başladığını ve ilerleme gösterdiğini söylüyor.  

GÖZ OVALAMAK KERATOKONUSU TETİKLEYEBİLİR
Keratokonus hastalığının nedenlerinin tam olarak ortaya konulamadığını ifade eden Prof. Dr. Gümüş, “Yapılan bazı bilimsel çalışmalar genetik geçişi destekliyor. Yani ailesinde keratokonus bulunun kişiler en riskli sınıfta yer alıyor.  Bununla birlikte birçok keratokonus hastasında tespit edilen alerjik konjonktivit rahatsızlığı ve buna bağlı gözün sürekli ovalanması da önemli risk faktörleri arasında bulunuyor. Yapılan çalışmalar gözü mekanik olarak ovalamanın kornea yapısını kalıcı ya da geçici olarak değiştirebileceğini gösteriyor. Göz ovalama hareketi hastalığa tetikleyici ya da ilerletici etki yapabiliyor.  Ayrıca Down Sendromu, Marfan Sendromu, Osteogenezis Imperfekta gibi bazı sistemik ve genetik hastalıklara sahip olunması da risk faktörleri arasında yer alıyor."

GÖRME SEVİYESİ VE KALİTESİNDE CİDDİ DÜŞÜŞ YAŞANIR
Prof. Dr. Koray Gümüş, keratokonus hastalığının belirtileri arasında, kornea şeklinin ve kırıcılığının değişmesine paralel olarak, hastalarda miyop ve düzensiz astigmatizmanın artması ile buna bağlı görme seviyesinin ve kalitesinin giderek bozulmasının yer aldığını kaydediyor ve ekliyor: “İleri evrelerde görme düzeyi ve kalitesi oldukça düşerken, bu durum hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Çok daha ileri ve kontrol altına alınamayan olgularda ise, korneada ‘hidrops’ ve buna bağlı korneal skar gelişebiliyor.”

MUTLAKA KORNEA TOPOGRAFİSİ (HARİTASI) ÇEKİLMELİ
Keratokonus tanısı koyarken 10-20 yaş aralığında, gözlük numarası sürekli yükselen, sık sık gözlük değiştiren ve alerjik konjonktivit hikâyesi olan hastalarda keratokonustan şüphe duyulması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Gümüş, bu tip olgularda, kesin tanı koyabilmek için de mutlaka kornea topografisi (kornea haritası) çekilmesi gerektiğini söylüyor.

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA TEDAVİSİ İLERLEMEYİ DURDURUYOR
Keratokonus hastalığının tedavisi üç ana başlık altında toplanıyor. İlk basamakta mevcut risk faktörlerinin en aza indirgenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve hastalara eğitim verilmesi gerekiyor. Tedavinin ikinci başlığını ise önlem alınmasına rağmen keratokonusu ilerleme gösteren, görme düzeyi giderek bozulan ve korneası incelen hastalarda uygulanan “Korneal Çapraz Bağlama” işleminin oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Koray Gümüş, bu yöntemin hastalığın ilerlemesini durduran en etkili yöntem olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Gümüş, şöyle devam ediyor: Tedavinin üçüncü basamağında ise hastalığa bağlı oluşan görme bozukluğunun düzeltilmesi yer alıyor. Erken evre keratokonus hastalarına sadece gözlük ya da yumuşak kontakt lensler yeterli gelirken, daha ileri olgularda sert gaz geçirgen, yumuşak keratokonus, hibrid ve skleral lensler gibi daha özellikli kontakt lensler kullanılıyor. Bununla birlikte kontakt lensleri kullanamayan ve kornea kalınlığı belirli bir düzeyin altına inmemiş hastalarda ise kornea içerisine yerleştirilen halka (intrastromal ring) tedavisi hastalarda görme düzeyini artırabiliyor.”

SON ÇARE KORNEA NAKLİ
Son yıllarda göz içine, doğal lensin ya da iris önüne yerleştirilebilen kişiye özel lenslerin de görme düzeyinin artırılmasında yüksek başarı sağladığının altını çizen Prof. Dr. Gümüş, tüm bu tedavilerle görme düzeyi artırılamayan ileri evre keratokonus hastalarında son çare olarak kornea nakli yapıldığını sözlerine ekliyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA (CROSS-LINKING) SONRASI BİZİ NELER BEKLİYOR?

Korneal çapraz bağlama, diğer adıyla cross-linking işlemi genel olarak iki şekilde yapılabiliyor: Epi-off (epitel kazınarak) ve epi-on...