25 Ocak 2020 Cumartesi

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA (CROSS-LINKING) SONRASI BİZİ NELER BEKLİYOR?


Korneal çapraz bağlama, diğer adıyla cross-linking işlemi genel olarak iki şekilde yapılabiliyor: Epi-off (epitel kazınarak) ve epi-on (epitel kazınmadan). Etkinliği daha iyi olması nedeniyle de en sık epi-off tekniği tercih ediliyor. Peki, epi-off cross-linking sonrasında hastalarımızı neler bekliyor ve hastalarımıza neler öneriyoruz? Konunun daha kolay ve açık bir şekilde anlaşılabilmesi için, yazımı soru-cevap şeklinde tasarladım. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum. 

- -  İşlemden sonra gözlerimizde ne tür şikayetler olur ve ne kadar sürer?
- -  İşlem sonrasında hastalarımızda gözde ağrı, yanma, batma, sulanma, kızarıklık ve bulanık görme bekleriz. Bulanık görme dışındaki diğer şikayetlerin azalarak 3-4 gün içerisinde sona ermesini bekleriz. Bu şikâyetlerin beklenenden daha uzun sürmesi durumunda, şiddetlerinin giderek artması durumunda, kapaklarda aşırı bir şişlik ve kızarıklık durumunda ve korneada beyaz bir kesafet oluşması durumunda acilen doktora başvurulmalıdır. 

- -  Cross-linking sonrasında görmede bulanıklık şikâyeti ne kadar devam eder?
- -  Görmede bulanıklık genellikle ilk 1 ayda artış gösterebilir ve tam anlamıyla bulanıklığın geçmesi 1-3 ay bazen daha da uzun sürebilmektedir. 

- -  İşlem sonrası genelde hangi damlalar yazılır? Nasıl kullanmalıyım?
- -  İşlem sonrasında genellikle topikal antibiyotik, steroid ve göz yaşı preperatları yazılır. Bu damlalara steroid hariç hemen başlamak gerekir. Steroid içeren göz damlasının kontakt lens çıkartılıp epitelin kapandığından emin olduktan sonra başlanması gerekmektedir. Topikal steroid kullanım süresi 2-4 haftadır. Steroid kullanımı tamamen doktor kontrolünde olmalıdır. Gereksiz steroid kullanımı glokoma, katarakt oluşumuna ve fırsatçı enfeksiyonların (Uçuk virüsü ve mantar) oluşmasına neden olabilir.

- -  İşlem sonrası kullanmam gereken damlaları gece de damlatmalı mıyım? 
- -  Aksi söylenilmediği taktirde, hastaların gece uyanarak damla damlatmalarına gerek yoktur. 

- -  İşlem sonrası gözün enfeksiyon kapmaması için nelere dikkat etmeliyim? 
- -  Topikal antibiyotik damlanın düzgün aralıklarla damlatılması ve hijyen kurallarına uyulması gerekmektedir. Damlalar öncesinde el yıkama, gözü ovalamama ve göz damlalarının uçlarının temiz tutulması alınması gereken önlemlerdir.   

- -  Kornea epitel iyileşmesini hızlandırmak için neler yapılabilir?
- -  İşlem sonrasında daha nitelikli ve kaliteli suni gözyaşı preperatları (CoQ10 + çapraz bağlı hiyalüronik asit (HA) kombinasyonunu, HA+trehaloz kombinasyonu ya da sadece HA (%0.20) içeren suni gözyaşı) tercih edilmelidir. Biz kliniğimizde ayrıca hastanın kendi kanından hazırlanan PRP (Platelet Rich Plasma) damlasını da ilk 1 hafta kullanması için hastaya başlıyoruz. Epitel ne kadar çabuk iyileşirse, hasta açısından da o kadar güvenli bir işlem haline gelmekte ve komplikasyon riski azalmaktadır. 

- -  İşlem sonrasında göze takılan bandaj kontakt lens ne zaman çıkartılır? 
-    Bu kontakt lens 3-4 gün gözde kalmalı ve epitel kapandıktan sonra çıkartılmalıdır. 

- -  Gözümde lens varken duş yapabilir miyim?
- -  Bilindiği üzere, kontakt lens gözde iken hele de kornea yaralı iken duş yapmak yapmak tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. 

- -  İşlem öncesinde kullanılan gözlükler işlem sonrasında da kullanılabilir mi?
- -  İşlem öncesinde verilmiş olan gözlükler işlem sonrasında da kullanılmaya devam edilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, cross-linking işlemi sonrasında kornea yapısında 1-2 yıl sürebilen değişimler olabilmektedir; bu da gözlük numarasını değiştirecektir. Klinik olarak stabilizasyon olmadan yeni gözlük reçetesi yazmak için acele edilmemelidir. 

- -  İşlem öncesinde kullanılan kontakt lensler işlem sonrasında da kullanılabilir mi?
- -  İşlem öncesinde kullanılan kontakt lensler de işlem sonrası epitel kapandıktan sonra, doktor onayıyla yeniden kullanılabilir. Yukarıda izah edildiği üzere, yeni kontakt lens denemelerinin yapılabilmesi için de korneada stabilizasyonun sağlanması gerekmektedir. Bunun için de en az 3-6 ay beklenmesi gerekmektedir. Bu sürelerin kişiden kişiye değişebileceği de akılda tutulmalıdır.

- -  İşlem sonrasında göziçi mercek (FAKİK İOL) implantasyonu yaptırılabilir mi?
- -  İşlem sonrasında FAKİK İOL implantasyonu yapılabilmesi için bazı şartların yerine getirilmiş olması gerekir. Öncelikle korneanın stabil olduğundan emin olunması gereklidir. Ortalama 1 yıldır göz numaralarının ve kornea topografi değerlerinin stabil olması gereklidir. İkincisi, hastamızın gözlük takıldığında görme düzeyinin tatminkâr düzeylere çıkıyor olması gerekir. Çünkü, gözlükle görme düzeyi artmayan ya da çok az artan hastalar bu ameliyattan çok istifade edemezler. Üçüncüsü, ön kamara derinliği değerinin en az 3 mm olması gereklidir. 

-  -  Crosslinking işlemi yapıldıktan sonra Excimer laser yaptırarak göz numaramı sıfırlayabilir miyiz ya da numaramı azaltabilir miyiz?
- -  Crosslinking yapıldıktan sonra eğer stabilizasyondan (en az 1 yıl) eminsek ve kornea yeterince kalınsa, PRK ya da “No Touch Lazer” ile çok kısıtlı bir topografik düzeltme yapılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, burada amaç hastayı gözlüklerinden kurtarmak değildir. Topografik bir düzeltme yaparak hastaların gözlüksüz görme düzeylerini biraz olsun arttırmaktır. Numaranın düşürtülmesine yönelik yapılacak agresif düzeltmeler korneanın aşırı incelmesine ve keratokonus hastalığının daha da ilerlemesine yol açabilir. 

- -  Crosslinking işleminin olası komplikasyonları nelerdir?
  -  Genel olarak güvenli bir işlem olmasına karşın, işlem sonrası bazı komplikasyonlar görülebilir.
Bu komplikasyonlar:
-       İşlemin başarısız olması
-       Kornea enfeksiyonu
-       Korneada ödem
-       Korneada steril infiltratlar
-       Korneada skar
-       Korneada kalıcı lekelenme (haze)
-       Kornea epitel defektinin (yaranın) kapanmasında gecikme
-       Korneada aşırı düzleşme



  
-->

24 Ocak 2020 Cuma

BASINDA KONTAKT LENS


SON TEKNOLOJİK GELİŞMELER KONTAKT LENSLERE DE YANSIDI
YENİ NESİL KONTAKT LENSLERLE HEM GÖRÜNTÜ KALİTENİZİ ARTIRIN HEM KONFORUNUZU
Gözün miyop, hipermetrop ve astigmatizm gibi kırma kusurları bulunurken, hastalarda bu kusurlar tek tek ya da bunların kombinasyonları şeklinde görülebiliyor. Görme kusurlarının tedavisi için kullanılan yöntemler arasında kontakt lens kullanımı önemli bir yer tutuyor. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte kontakt lenslerin materyal, şekil, dizayn ve yüzey kaplamalarında da büyük gelişmeler kaydediliyor. Sferik lenslerden torik (astigmatı düzelten) lenslere, multifokal lenslerden kararan lenslere kadar birçok yeni nesil kontakt lensin kullanımda olduğunu belirten Memorial Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Koray Gümüş, kontakt lenslerin özellikleri ve kullanımları konusunda bilgi verdi. 
Kontakt lenslerimizi kullanırken gözlük de kullanmalı mıyım?
Refraksiyon kusurlarının tedavisi için şekil ve işlevsellik açısından gözlük kullanmak istemeyen hastalar, genellikle kontakt lens kullanmayı tercih etmektedir. Çünkü gözlük kullanımının nem değişikliklerinde buharlaşma, spor yaparken hareket kısıtlılığına neden olma, şakaklarda ve burun üstünde iz yapma, görme açısını sınırlandırma gibi zorlukları bulunmaktadır. Bu sebeple hastaların birçoğu sadece kontakt lens kullanmaya yönelmektedir. Ancak hekimler hastalara gözlük ve kontakt lensi dönüşümlü olarak kullanmalarını önermektedir. Hastaların kontakt lens kullanımının günde 10-12 saati geçmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Koray Gümüş, lenslerin çıkarılmasının ardından hastaların gözlük takmaları gerektiğini ifade etti.   
Oksijen geçirgenliği yüksek kontakt lenslerle çok daha güvenli ve konforlu lens kullanımı! 
Eskiye kıyasla kontakt lenslerin materyal özelliklerinde ciddi bir değişim yapılmış ve oksijen geçirgenliği arttırılmıştır. Bu durum korneanın hemen önünde yerleşen kontakt lenslerin daha güvenli bir şekilde kullanımlarına olanak sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, kontakt lenslerin dizaynlarında, su içeriğinde, kenar yapılarında ve yüzeylerinde çok önemli düzeltmeler yapılmıştır. Bu gelişmeler neticesinde, kontakt lens ve sürekli temasta olduğu göz kapakları arasındaki sürtünme azaltmakta ve hastaların kontakt lensleri çok daha uzun süreli konforlu ve görme kalitesi bozulmadan kullanmaları sağlanmaktadır. 
Kontakt lensler sadece miyop ve hipermetrop kusurlarının düzeltilmesi için mi kullanılır?
Günümüzde en çok miyop ve hipermetrop gibi refraksiyon kusurlarının düzeltilmesi için kontakt lens kullanımı tercih edilmektedir. Ancak tüm dünyada 45 yaş üstü popülasyonun artması ve yakını görmede bozulmanın daha da yaygın hale gelmesiyle, yeni jenerasyon multifokal yani çok odaklı kontakt lensler üretilmeye başlanmıştır. Bu lensler kişileri günlük faaliyetlerinde gözlüklerden tamamen bağımsız hale getirmek amacıyla hem yakını hem de uzağı göstermek amacıyla dizayn edilmişlerdir. Dolayısıyla, 45 yaş sonrası hem uzağı hem de yakını görmede zorlanan kişiler bu multifokal kontakt lenslerden istifade edebileceklerdir.    
Astigmatizm sorununuz varsa, çözüm torik kontakt lensler!
Astigmatizm, göz kusurları arasında oldukça yaygın görülen ancak kontakt lens verilirken, genelde yokmuş gibi varsayılan bir kırma kusurudur. Ancak astigmatın düzeltilmemesinin baş ağrısı, gözde yorgunluk ve sürekli göz kısmadan dolayı ciltte kırışıklıklara sebep olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, astigmat sorununu ortadan kaldıran torik kontakt lenslerle hastalara çok daha kaliteli bir görüş sağlamak mümkün olabilmektedir. Özellikle son yıllardaki teknolojik gelişmelerle, torik kontakt lenslerin hem deneme aşaması kolaylaşmış hem de hastalardaki memnuniyet oranı üst düzeye çıkartılmıştır. Dolayısıyla, gözlük muayenesinde astigmatizm tespit edilmiş ve gözlük yanında kontakt lens takmak isteyen hastalarda mutlaka torik kontakt lenslerin denenmesi önerilmektedir. 
Bandaj (terapötik) lensler ile kornea yaraları tedavi ediliyor
Kontakt lenslerin bir diğer kullanım amacı ise kornea yüzeyinde oluşan yaraları tedavi etmektir. Terapötik kontakt lens adı verilen bandaj, yani tedavi edici lensler ile korneada açılan yara bölgesinin kapatılması sağlanmaktadır. Bu tip lensler özellikle PRK yöntemi (Excimer Laser) sonrasında ya da cross-linking tedavisi sonrasında da kısa süreli olarak kullanılmaktadır. Kuru göz hastalığı olan hastalarda da bu tip kontakt lenslerin kullanımı oldukça yaygındır. 
Özel durumlar için tasarlanmış kontakt lenslerle hayat daha kolay! 
Bazı özel durumlarda (çok yüksek astigmatizm, düzensiz astigmatizm) ve bazı kornea hastalıklarında (keratokonus) kişiye özel tasarlanmış kontakt lensler kullanılmaktadır. Yumuşak keratokonus lensleri, sert gaz geçirgen kontakt lensler, hibrid lensler (hem sert hem yumuşak materyal içerikli) ve skleral lensler bu örnekler içerisinde yer almaktadır. Bu lensler sayesinde gözlükle görme düzeyi ve kalitesi düşük kalmış hastalarda çok daha yüksek kalitede görme düzeyi sunulabilmektedir. 
Lens teknolojisinde son gelişme “Kararan Lensler”
Teknolojinin ilerlemesine paralel olarak son dönemlerde geliştirilen lens çeşitlerinden bir tanesi de kararan, yani renk değiştiren lensler olmaktadır. Bu lensler özellikle ışık hassasiyeti olan, gece araba kullanırken zorlanan, ekran ışığından rahatsız olan kişilerde çok başarılı sonuçlar vermektedir. Göze giren ışığın miktarını kesintisiz ve hızlı bir şekilde ayarlayarak iç ve dış ortamda ve ışığın şiddetine göre ayarlar. Bu lensler aynı zamanda yüksek UV koruması yaparak gözleri UV’nin zararlı etkilerinden korur. 
Özel dizayn ve gece takılan lenslerle miyopun ilerlemesine son! 
Yapılan çalışmalar çerçevesinde son yıllarda özellikle çocuk yaş gruplarında miyop rahatsızlığının ilerleme kaydettiği görülmektedir. Bu ilerlemeyi durdurduğuna dair kanıtları olan “Ortokeratoloji” adı verilen özel tasarımlı, gece yatarken kullanılması gereken özel yapım lensler bulunmaktadır. Hastalar bu lensi gece yatarken takmakta, sabah uyandıklarında ise çıkarmaktadır. Gündüzleri ise lenssiz ve gözlüksüz bir şekilde hayatlarına devam etmektedir. 
Yeni trend: Günlük kullan-at lensler
Kullanımı yaygınlaşan günlük kullan-at lenslerin bütün dünyada bir trend oluşturmaya başladığı gözlemlenmektedir. Günlük kullan-at kontakt lenslerde, her gün yeni bir lens takılmakta ve dolayısıyla bakım ihtiyacı ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla, kontakt lens kullanımına bağlı oluşabilecek riskler de en aza indirilmiş olacaktır. Günlük kullan-at kontakt lensler özellikle çok yoğun çalışan, hijyenle uğraşmak istemeyen, sadece özel günlerde lens kullanmayı tercih eden ve spor yapan kişilerde özellikle tavsiye edilmektedir. 
Kontakt lenslerinizi doğru kullanın, göz sağlığınızı koruyun!
Kontakt lenslerin doğru kullanımı büyük önem taşımaktadır. Çünkü lenslerin yanlış ve kötü kullanımı, istenmeyen ve sonucunda görme kaybına dahi yol açabilecek sonuçlar doğurabilmektedir. Öncelikle kontakt lens kullanan ya da kullanmak isteyen kişilerin öncelikle göz doktoru takibinde olması gerekmektedir. Böylece kontakt lens kullananların kornea sağlığının korunması ve olası bir takım sorunların önüne geçilmesi sağlanabilmektedir. Kontakt lens kullanımı ise genellikle kendi bakımını yapabilen ve kişisel hijyenini sağlama bilinci olan 12-13 yaştan itibaren önerilmektedir. 
Renkli, kozmetik kontakt lenslerin kullanımı da göz hekimi kontrolünde olmalıdır!
Eski yıllara kıyasla, bugün üretilen kozmetik lenslerde oksijen geçirgenliği yükseltilmiş, renk skalası genişletilmiş ve üretim teknolojisi daha kaliteli bir hale getirilmiştir. Bunun yanı sıra, toplumlarda özellikle genç jenerasyonda kozmetik kontakt lenslere talep her geçen gün daha da artış göstermektedir. Ancak, bilimsel çalışmalar göstermektedir ki; düzgün bir göz muayenesi olmadan, deneme lensi kullanmadan ve hekim kontrolü olmadan internet ortamından temin edilen kontakt lenslerde, özellikle renkli kontakt lenslerde kornea ve genel olarak göz yüzeyinde sorun çıkma ihtimali çok daha yüksektir. Bu nedenle, renkli, kozmetik kontakt lenslerin kullanımı mutlaka bir göz hekimi kontrolünde olmalıdır. 

Kontakt lens kullanırken nelere dikkat etmeliyiz? 
·       Kullanılan lens sık değiştirilmeli, lenslerin kullanım süresi aşılmamalıdır
·       Gece uykusunda kesinlikle lens kullanılmamalıdır (Ortokeratoloji lensleri hariç) ve gözde lens varken uyunmamalıdır
·       Kaynağı bilinmeyen yerlerden (internetten) kesinlikle kontak lens alınmamalıdır
·       Havuza ve duşa girerken lensler çıkarılmalıdır. Çünkü bu durum korneada ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.
·       Doktorun önerdiği solüsyon dışında başka hiçbir solüsyon ya da sıvı ile kontakt lensler temas ettirilmemelidir.
·       Lens kullanımında gözde kızarıklık, batma hissi, çapaklanma ya da görmede bulanıklık oluştuğunda lens hemen çıkartılıp doktora başvurulmalıdır. 
·       Lens kullanırken makyaj yapmak mümkündür. Ancak lenslerin makyaj malzemesi ile kirlenmemesine özen gösterilmesi gerekir. Bunun için önce kontakt lensin takılması sonra makyajın yapılması önerilmektedir.
Kontakt lensler dijital dünyayla buluşuyor 
-->
Kontakt lenslerdeki teknolojik gelişmeler dur durak bilmiyor. Çok sayıdaki çalışmayla kontakt lensler dijital platformla buluşuyor. Öyle ki, yeni nesil akıllı kontakt lenslerin hayatımıza girmesiyle göz tansiyonu takibi yapılabilecek, kandaki şeker düzeyi ölçülebilecek, fotoğraf çekilebilecek, video kaydedilebilecek, sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik sağlanabilecektir. 
-->

19 Ocak 2020 Pazar

EXCELLENCE IN OPHTHALMOLOGY


#cataractsurgery #phaco #laserphaco #toriciolimplantation #trifocaliolimplantation #lensx #corneatransplantation #limbalstemcelltransplantation #pterygiumsurgery #conjunctivoplasty #conjunctivochalasis #conjunctivalcauterization #dryeye #allergicconjunctivitis #meibomianglanddysfunction #dryeyedisease #lipiflowtreatment #contactlenses #softkeratoconuslenses #rigidgaspermeablelenses #hybridlenses #sclerallenses #keratoconus #cornealcrosslinking #intrastromalring #phaciciolimplantation #icl #toricicl #excimerlaser #femtolasik #prk #notouchlaser #streamlightlaser #ocularsurfacediseases #ocularsurfacetumors #blepharoplasty #plateletrichplasma #cornealwoundhealing #plateletrichplasmaplushyaluronicacid #tissueengineering #artificialintelligence #machinelearning #innovations #education #researchanddevelopment #excellenceinophthalmology #drkoraygumus  

Koray Gumus, MD, FEBOphth
Professor of Ophthalmology

WhatsApp: +90 (532) 665-2101  

9 Ocak 2020 Perşembe

KONJONKTİVAŞALAZİS


Konjonktivaşalazis nedir? 
Konjonktivanın, yani gözün ön yüzeyini kornea hariç kapatan zar dokunun, gevşemesi ve sarkmasıdır (Şekilde ok ile gösterilen alan). Özellikle üst kapattaki sarkma ile beraber olabilir. Üst kapaktaki sarkmalar kozmetik olarak çoğu zaman düzeltilirken, konjonktivadaki bu sarkmalar genellikle ihmal edilir. Halbuki, konjonktivaşalazis toplumda çok yaygındır ve yaşla daha da artış göstermektedir. Uzun süre kontakt lens kullanımı, kuru göz ve sigara içimi de önemli risk faktörleridir. 
Tedavi edilmediği zaman sürekli iritasyona bağlı kızarıklık, batma ve ara sıra olan sulanmalara yol açar. Konjonktivaşalazisin kuru gözle birlikteliği çok sıktır. Çoğu kuru göz hastasında atlanıldığı ve tedavi edilmediği için de kuru göz tedavisinde istenilen sonuca bir türlü ulaşılamaz. O nedenle konjonktivaşalaziste erken tanı ve tedavi son derece önemlidir.
Tedavisinde sürtünmeyi azaltmak için suni gözyaşı verilse de esas olarak gevşemiş olan konjonktivanın düzeltilmesi gereklidir. Düzeltme iki şekilde planlanabilmektedir. Çok ileri olmayan olgularda, düşük voltajlı koter ile uygulanan konjonktivaplasti hem çok pratik hem de oldukça etkilidir. Tedavinin zaman içerisinde tekrarlanabilir olması işlemin avantajları arasındadır. İşlem doğru şekilde yapıldığında tedavinin etkinliği 1-2 gün içerisinde görülmektedir. İşlem sonrası birkaç gün batma ve kızarıklık olabilmektedir ve tedaviyle bu şikayetler kısa zamanda geçmektedir. Koterle düzeltilemeyecek olgularda da mutlaka cerrahi ile konjonktivaplasti yapılmalıdır. 

İletişim:
☎️ 0-532-665-2101☎️ 0-312-253-6666

1 Ocak 2020 Çarşamba

BASINDA ÇIKAN KERATOKONUS HABERİMİZ



GÖZLERİNİZİ OVALAYARAK, KERATOKONUS HASTALIĞINA DAVETİYE ÇIKARABİLİRSİNİZ
TEDAVİ EDİLMEYEN KERATOKONUS, KORNEA NAKLİ GEREKTİREBİLİR
KERATOKONUSUN İLERLEMESİ “KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA” TEDAVİSİ İLE DURDURULABİLİR

Toplumda çok yaygın olarak görülen ve görmeyi tehdit edebilen önemli bir kornea hastalığı olan keratokonusun erken teşhisi büyük önem taşıyor. Özellikle 10-20 yaş aralığında hızlı bir şeklide ilerleyen keratakonus için aile öyküsü ve göz ovalama hareketi, en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Tedavi olunmadığı takdirde kornea nakline sebep olabilen keratokonus hastalığının ilerlemesinin önüne, Korneal Çapraz Bağlama (Corneal Cross-linking) yöntemiyle geçilebiliyor.

10-20’Lİ YAŞLARDA BAŞLAYIP HIZLI İLERLİYOR
Göz küresinin en öndeki saydam tabakası olan ve etraftaki cisimleri görmemizi sağlayan korneanın, öne doğru bombeliğinin artması (sivrileşmesi) aynı zamanda incelmesi ile karakterize olan hastalığa “Keratokonus” deniliyor.  Keratokonusun görülme sıklığının tüm dünyada değişkenlik gösterdiğini belirten Memorial Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Koray Gümüş, bu hastalığın genellikle 10’lu ve 20’li yaşlarda başladığını ve ilerleme gösterdiğini söylüyor.  

GÖZ OVALAMAK KERATOKONUSU TETİKLEYEBİLİR
Keratokonus hastalığının nedenlerinin tam olarak ortaya konulamadığını ifade eden Prof. Dr. Gümüş, “Yapılan bazı bilimsel çalışmalar genetik geçişi destekliyor. Yani ailesinde keratokonus bulunun kişiler en riskli sınıfta yer alıyor.  Bununla birlikte birçok keratokonus hastasında tespit edilen alerjik konjonktivit rahatsızlığı ve buna bağlı gözün sürekli ovalanması da önemli risk faktörleri arasında bulunuyor. Yapılan çalışmalar gözü mekanik olarak ovalamanın kornea yapısını kalıcı ya da geçici olarak değiştirebileceğini gösteriyor. Göz ovalama hareketi hastalığa tetikleyici ya da ilerletici etki yapabiliyor.  Ayrıca Down Sendromu, Marfan Sendromu, Osteogenezis Imperfekta gibi bazı sistemik ve genetik hastalıklara sahip olunması da risk faktörleri arasında yer alıyor."

GÖRME SEVİYESİ VE KALİTESİNDE CİDDİ DÜŞÜŞ YAŞANIR
Prof. Dr. Koray Gümüş, keratokonus hastalığının belirtileri arasında, kornea şeklinin ve kırıcılığının değişmesine paralel olarak, hastalarda miyop ve düzensiz astigmatizmanın artması ile buna bağlı görme seviyesinin ve kalitesinin giderek bozulmasının yer aldığını kaydediyor ve ekliyor: “İleri evrelerde görme düzeyi ve kalitesi oldukça düşerken, bu durum hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Çok daha ileri ve kontrol altına alınamayan olgularda ise, korneada ‘hidrops’ ve buna bağlı korneal skar gelişebiliyor.”

MUTLAKA KORNEA TOPOGRAFİSİ (HARİTASI) ÇEKİLMELİ
Keratokonus tanısı koyarken 10-20 yaş aralığında, gözlük numarası sürekli yükselen, sık sık gözlük değiştiren ve alerjik konjonktivit hikâyesi olan hastalarda keratokonustan şüphe duyulması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Gümüş, bu tip olgularda, kesin tanı koyabilmek için de mutlaka kornea topografisi (kornea haritası) çekilmesi gerektiğini söylüyor.

KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA TEDAVİSİ İLERLEMEYİ DURDURUYOR
Keratokonus hastalığının tedavisi üç ana başlık altında toplanıyor. İlk basamakta mevcut risk faktörlerinin en aza indirgenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve hastalara eğitim verilmesi gerekiyor. Tedavinin ikinci başlığını ise önlem alınmasına rağmen keratokonusu ilerleme gösteren, görme düzeyi giderek bozulan ve korneası incelen hastalarda uygulanan “Korneal Çapraz Bağlama” işleminin oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Koray Gümüş, bu yöntemin hastalığın ilerlemesini durduran en etkili yöntem olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Gümüş, şöyle devam ediyor: Tedavinin üçüncü basamağında ise hastalığa bağlı oluşan görme bozukluğunun düzeltilmesi yer alıyor. Erken evre keratokonus hastalarına sadece gözlük ya da yumuşak kontakt lensler yeterli gelirken, daha ileri olgularda sert gaz geçirgen, yumuşak keratokonus, hibrid ve skleral lensler gibi daha özellikli kontakt lensler kullanılıyor. Bununla birlikte kontakt lensleri kullanamayan ve kornea kalınlığı belirli bir düzeyin altına inmemiş hastalarda ise kornea içerisine yerleştirilen halka (intrastromal ring) tedavisi hastalarda görme düzeyini artırabiliyor.”

SON ÇARE KORNEA NAKLİ
Son yıllarda göz içine, doğal lensin ya da iris önüne yerleştirilebilen kişiye özel lenslerin de görme düzeyinin artırılmasında yüksek başarı sağladığının altını çizen Prof. Dr. Gümüş, tüm bu tedavilerle görme düzeyi artırılamayan ileri evre keratokonus hastalarında son çare olarak kornea nakli yapıldığını sözlerine ekliyor.


KORNEAL ÇAPRAZ BAĞLAMA (CROSS-LINKING) SONRASI BİZİ NELER BEKLİYOR?

Korneal çapraz bağlama, diğer adıyla cross-linking işlemi genel olarak iki şekilde yapılabiliyor: Epi-off (epitel kazınarak) ve epi-on...